18 Aralık 2010 Cumartesi

'Lee'nin İbneliği'


  Hemen yukarıda, temsili bir fotoğrafını bulundurduğumuz mevzu bahis şahıs Lee’nin ta kendisidir efendim. Adam inatla ben ibnelik yapacağım diye tutturdu resmen. Gel de sinirlenme.

 Kevin’la ilk bulştuğum zaman aklımın onda kalarak Lee’nin yanına gittiğimi anlatmıştım hatırlarsanız. Bu yüzden de ona açık ve net şekilde kendisiyle bir daha görüşmek istemediğimi çünkü ikimizin isteklerinin daha farklı yönlerde olduğunu anlatmıştım. Tamam bu sadece bahaneydi, ikimizin istekleri gayet aynı yöndeydi. Ben onunla bir ilişki zaten yaşayamazdım, o çocuk hallerine tahammül edemezdim ama orda amaç onun egosunu tatmin ederek yol vermekti. Erkekler böyledir çünkü, sen gerçek yüzünü gösterdiğin anda, dürüst olduğun anda onlar çirkinleşirler. Buna hiç gerek yok, ben seni yücelteym sen yol al git, ne dey bana ne bulaş benim fikrim.

 Amaaa benim direnişlerim Lee’yi tatmin etmemiş olacak ki allem etti kalem etti ikna etti o gece beni ona bir şans daha vermem için. Köpek biliyor kıyamayacağımı, ne kadar yufka yürekli olduğumu! Peki sorarım sana bunun için miydi?

 Abi adam aylarca dil döktü onunla bi muhabbet kurmam için, hiç yüz vermezken ben…hiç aklımda yokken zorla kendini aklıma soktu, sevdirdi sonra da siktir olup gitti. Bunu ona da söyledim ama o nedense çok haklı görüyor kendisini.

 Başından beri planı buydu desem…ben gitmek istediğimde neden durdurdu? İstediğini alana kadar kandırılması gereken bir kız değilim ki bu yapılan yemekler, onca çaba bunun için miydi? “Oturup benim 22.kattaki dairemden yağan karı izleyelim” fantezileri ya da “köpeğim gelince sen bak” gibi paylaşımcı hareketler bunun için miydi? Yılbaşında ve sömestrda benimle plan yapmayı istiyormuşcasına pozlar takınman bunun için miydi? Ne gereği vardı ya bu kadar yapmacık olmanın?

 Hadi hepsi gerçekti, bu adam beni gerçekten sevmişti bir şeyler hissetmişti  diyelim… o zaman bütün bunların tek sebebi: aramızın kötü olduğu bir gece konuşmaya gittiğimde sevişmek istemesi, ve ben o an istemediğim için, biraz da ona sinirlenerek “Lütfen bana buraya bunun için gelmişim gibi hissettirme.” cümlem miydi. Buna bozuldun okey, bu kadar nazlı tripler çektin. Üstüne ben yorgunluktan ölü gibi uyurken sen gözünü bile kırpmadan bütün gece kollarının arasında beni öpüp okşayıp sevdin. E be herif mal mısın, gözümü açar açmaz da yapılmaz ki bu! “Seni şu an daha önce hiç istemediğim kadar çok istiyorum.”
Şimdi ben bunu kime anlattıysam kız erkek fark etmedi…hepsi aynı tepkiyi verdi. “Hard Candy sen deli misin!? Bir kız hoşlandığı erkekten bunu duyabilmek için ölüp biter!”

  Hayır efendim öyle değil işte. Ben sorunluyum o zaman; arızayım!
Sen bütün gece gözünü kırpmadan beni sadece bunun için mi sevdin!? Gerek yoktu o zaman söyleseydin gece beni uyandırıp ben azdım diye yardımcı olurdum. Bu kadar sahte olmayın ne olur yaa hiç gereği yok.

  Tüm bunların ardından ben terslediğimde bana bozulup arkasını dönen bu adamın önce uyumasını bekleyip sonra pılımı pırtımı toplayıp sessizce ayrıldım evinden. 1 hafta boyunca ne aradım ne sordum. Onun da sesi çıkmadı. Lanet olsun ki en sevdiğim küpelerimi de onda unuttum ama asla bunun lafını etmeyeceğim. O küpelerin anısı vardı bende, Mr.Eleven almıştı. Zaten bir gece kulağımdaki küpelerden zayi vermeden gelsem biyerlerimi kıracağım.

  1 hafta sonunda bir şey oldu. Şu an hatırlamıyor olsam da hani ufak bir şey olur; bir şarkı,bir koku ya da bir yemek…ne bileyim çok basit bir şey size birilerini hatırlatır ya…ben de onu hatırladım işte. Ve “Özledim.” diye mesaj attım. Hay atmaz olaydım. Vay arkadaş! Bu nasıl bir göt kalkıklığıdır :) bir haftada benim attığım sümüğü hop diye kimler kapmıştır da bu herif bu kadar havaya girmiştir.

   Yok geçmişimle ilgili bir şeyler öğrenmiş de falanmış da fıstıkmış. Böyle biriyle birlikte olamazmış.
Bir kere önce sen dön bir aynaya bak derim! Ben senin hakkında bildiklerimi gayet yuttum zamanında. Ayrıca mor göz altlarına ve bağımlılıktan çelimsizleşmiş vücuduna bile aldırmadım. Darmadağın aile yaşantından söz ettin, manevi destek bile sağlamaya çalıştım hakkımı yiyemezsin. Düzelmeye çalışıyorum dedin, ona da okey dedim bir şans verdim. İkincisiyse, ben senden zaten bir bok saklamadım. Sana daha en başında söyledim ben böyle böyleyim buyum diye. Saklamam ki, huyum değil. İçim neyse dışım o benim. İşine gelirse.

  Şimdi böyle ayak çekmenin ne alemi var onu anlamadım. Ya bana adam gibi sen zamanında benim en yakın arkadaşımla takıldığın için sevgilisi senin yüzünden kıskançlık krizlerine giriyo, benim senle oynayıp ona büyük bir haz yaşatmam lazım deseydin, ya da adam gibi daha en başında ben azdım iki takılalım diyip rengini belli etseydin.

  Ben buna gelemiyorum işte, neysen o ol! Oynama!
Şimdi ne dersen de sen. İstersen yüz şahit çıkar karşıma, hala benim geçmişimi öne sürüp temiz olduğunu iddaa et…beş paralık değerin yok gözümde. Çünkü genelde adlanılan nokta şu oluyor; öyle saf ve masum görünüyorum ki ne deseler yiyeceğim sanılıyor. Yemiş gibi yapınca da fena mutlu olunuyor, raundu kazanmış hissine kapılıyor. Ama taraflarından hesaba katılmayan bir şey var; hayat oyunu tecrübeyle paralel olarak ilerliyor ve iddaalıyım; buyurun kapışalım :)

  Acı kısmıysa ne biliyor musunuz…bu adamın çok değil maximum bir sene içinde çark edecek olması. Çünkü ben onun gibilerini çok gördüm, sanırım henüz bunun farkında değil.

  Al işte geçende bir tanesi yine düştü. Ne oldu? Ben ultra yakışıklı, ünlü bir modelim. Fashion Week’te bile podyuma çıktım.Zaten yakında da bir  dizide oynayıp daha da meşhur olacağım.

  Bana sevgilim ol dedi. Olmam dedim. Çok açık ve nettim yine; her zamanki ben gibi. Takılırım seninle, ama fazlasını düşünmem bile, tarzım değilsin dedim. Tamam belki biraz modeller aptal olur gibi sözcükler kaçmışsa ağzımdan damarına basmış olabilirim ama sonuç olarak ben sakin olduğum halde onun bana küfürler edip numaramı sil telefonundan gibi saçmasapan çolukçocuk  triplerine girmesi gerekmiyordu. İyi dedim sen takıl madem. Benim öyle numara silmek gibi bir adetim yoktur. Niye? İşte senin gibiler yüzünden. Ben sileceğim, sonra aradan bi sene geçecek, sen “Naber tatlım napıyosun?Gecen nasıl geçiyor?” gibi yavşak bir mesaj atacaksın ki numaramı bir sene önce sildiğini söylediğin halde…sonra ben tanımayıp “Kimsin?Nesin?” diye senle uğraşacağım. Yok öyle bir dünya Paşam.

 Sen yazacaksın. Ben silmediğim için kim olduğunu göreceğim ve işte tam da böyle cevap vermeyeceğim.

Çünkü sen saçmalayarak kredini çoktan doldurmuş olacaksın.

Sıradakiii….



0 yorum:

Yorum Gönder